Kurban ibadeti; kişinin Allah’a yakınlaşmasına, şükrünü ifade etmesine ve rızkını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmasına vesile olan bir ibadettir. Nitekim “kurban” kelimesi “yakın, yakın olmak, yakınlaşmak” anlamına gelen “kurb” kelime kökünden türemiştir. Kurban ibadeti vacip ve nafile olmak üzere iki şekilde ifa edilir. Adak kurbanı, nafile kurban çeşitlerinden birisidir.
Adak kurbanı, kişinin bir isteğinin gerçekleşmesi yahut bir musibetin def olunması halinde kesmek için Allah’a söz verdiği (adadığı) kurbandır. Adak kurbanı nafile bir kurbanken, adandıktan ve isteğin gerçekleşmesinden sonra kişiye vacip olur.
Adak kurbanı, Allah’ın takdir etmediği, dinimiz İslam’ın yasakladığı ve kerih gördüğü hususlar için adanamaz. Sonucunda hayır olmayan, başkasının kötülüğüne hizmet eden bir istek, adak kurbanı olarak değerlendirilemez. Nitekim Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Adak, Allah’ın takdir etmediği bir şeyi insana yaklaştırmaz. Ancak nezr(ettiği husus) kadere uygun düşer (ve gerçekleşir) de böylece cimrinin elinden istemediği hâlde malı çıkarılır.” (Müslim, Nezr, 7)
Adak kurbanı kesecek kişinin ve kurbanlığın belirli şartları sağlaması gereklidir. Öncelikle adak adayan kişinin buluğ çağına erişmiş ve aklı yerinde olması gerekir. Adak adayan kişi, adağını ikrar ile dile getirmelidir. Nafile bir ibadet olan adak kurbanını kesecek kişinin, kurban kesecek kadar maddi imkanı yerinde olması lazımdır. Yukarıda bahsedildiği üzere Allah’ın takdir etmediği haram ve günah istekler için adak adanmamalıdır.
Adak kurbanı, kurban olarak kesilmeli yahut kurban olarak bağışlanmalıdır. Kişi bir kurban bedelini nakit olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtsa bu durum adak kurbanı şartlarına uymaz. Kişinin kendisinin, vekalet verdiği bir kişinin yahut bağış yapılarak kurbanını kesmesi/kestirmesi gereklidir.
Adak kurbanı şartları ise diğer vacip ve nafile kurbanlık şartları ile aynıdır. Kurban edilecek hayvanın sağlıklı olması, vücudundaki boyunuz, göz, kulak gibi organlarının sağlam olması gerekmektedir.
Adak kurbanı etlerinden, “usûl ve füruu” olarak ifade edilen, kurban kesecek kişinin neslinden geldiği ana, baba, dede ve nineleri ile kendi neslinden gelen çocukları ve torunları yiyemez. Bununla birlikte zengin olduğu bilinen kişilere de adak kurbanı verilmez. Adak kurbanını kesen kişi de kurban etinden yiyemez. Kurbanı kesen, zengin ve usûl ve füruudan olanlar adak kurbanının etinden yer ise bu kişiler, yediği etin bedelini yoksullara vermekle mükellef olur.
Herhangi bir şarta bağlı olmayan adak kurbanları istenilen zamanda kesilebilir. Fakat bir şarta bağlı kalarak adanan kurbanlar o şartın gerçekleşmesinin ardından kurbanını kesebilirler. Adak kurbanını kesmek için belirli bir zaman aralığı yoktur. Kişi, dileğinin gerçekleşmesinin hemen ardından adağını kesebileceği gibi ilerleyen süreçlerde de kesebilir.
Rahmet Kapısı Derneği olarak bizler, yaklaşık yarım asırlık bir süre boyunca yurt içinde ve yurt dışında adak, akika, şükür, şifa ve sadaka gibi nafile kurban kesimi ve dağıtımları yapmaktayız. Afrika ve Asya başta olmak üzere ihtiyaç sahiplerinin bulunduğu tüm coğrafyalara kurban etlerini ulaştırmakta, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz kurban kesimlerimize dair görüntüleri bağışçılarımıza göndermekteyiz.
Sizler de yapacağınız nafile kurban bağışlarınız ile ihtiyaç sahiplerinin sofrasına misafir olabilir, onların hayır dualarında yer edinebilirsiniz.
